10 Şubat 2014 Pazartesi

İKİBİNON


KARŞILIKSIZ


  Elindeki kitabı bir yana bırakıp çıkaracaksın giysilerini teker teker.Saten kumaşlar üzerinde kayacak sıcak tenin.Sokakların kesiştiği köşelerdeki lambalar aydınlatacak odanı.Ve ayakların yalnızlık kokan çarşaflarla buluşacak.Ben sönmüş çöp bidonu önünden sigaramla geçerken, odanın camı gökkuşağı renkli bilye ile kırılacak.Sen paramparça olmuş camdan bakarken ben arkam dönük bir kez daha çekeceğim sigaramdan.Gökyüzü aydınlanırken sen yalnızlığınla, bense bankta martılarla konuşacağım. 
  Ekzos kokulu simit alıyorum bir tane.Sokaklar boş ve asfalt kokuyor.Akşamdan kalma sokağın ortasında üç gölge, bir o yana bir bu yana.İçlerinden biri durmadan diyor 'Leyla Leyla! Şişede Leyla!'.

                                               MISTY


Mistik kokular beynimi sardı.Ve düşünce kalemin kağıt üstünde kaymasını, mumun yanmasını, mürekkebin akmasını beraberinde getirdi.Gıcırdayan merdivenler çıkıldı, sarı kitap sayfaları tükürükle yalandı, birkaç kağıt cepten çıktı ve silindi yazılar.Ayakkabıların bağcığı teker teker çözülürken otel odasında bale yapıldı, analog makinada zaman kadrajda durdu. 

                                              ÖLÜM 

Kan kurumuş ne işi olur yaşla,

Ölüm bu ya, alır götürür.