22 Ocak 2014 Çarşamba

XVII


Temmuz ücra köşe
Köpekler karşısında
Mutsuzluk kokan deri
Neon ışıklar dönülü güneşe
Çürük fotonlar
Pazar
Soğuk
Eşek donduran
Sol-sağ olsun titrek
Oysa bir Temmuz akşamı 
Üşümeli kan donduran
Yan kesici Ocak 
İspirto kokusu 
Elle satılan mutsuzluk
Köyler 
Boş arazi
Dev binalar
Temmuz doğmak için köşe
Sarmak için müsait
On yedide on yedi olmak; 
Afaki,
Faniyken-
Bir

Adam görmüştüm beş-altı bardak votka sonraydı.Destekli ellerle klozet kapağını kaldırmadan kusmuştum.Yatağa bir sırt üstünde gelmiştim.Sigaranın kokusu kustuklarımla karışmış geliyordu ve iyi hissetmek için cenneti düşlüyordum, buna şarap akan şelaleler de dahildi.Oda fazlasıyla karanlık, tahta güneşlikler fazlasıyla rüşvet almayan memur gibiydi.Yatak sert ve yüksekti, sedirden farkı yoktu.Alnıma koyduğum bileklerim kustuklarımla aynı kokuyordu ve kokusu cennet düşünü kirletecek kadardı.Hiçbir ses gelmiyordu, kapı örtülü yarısına kadar ekose kabartmalı cam ile kaplıydı.Ayak ucumda bir adam gördüm.Elli-altmış yaşlarındaydı.Ruh bedene sarılmadan

Ne güzel uyuyorum, ölülerim yanımda
Öyle çok seviyorum ki onları
Çevremdekileri öpüyorlar
Cam bilahare körelmiş kanıtlar kalkıyor
Kız buz üstünde yürürken mavi kapı açılıyor
Başından aşağı dökülen
Kum kum kumlar! 
Yağmur yağmasını Tanrı'nın münzeviliğinden sanmıştın!
Cam evla körelmemiş bedenimi kesmiyor
Kız ellerini açmış susam yiyor,
Göz kapaklarını güzelce dikiyor.
Terziler çok mutsuz yol başlarında
Ne güzel uyuyorum ölülerim yanımda 
Öyle sakin seviyorum ki onları 
Çevremdekileri öpüyorlar
Cam bilahare körelmiş lekeleri silemiyorlar.

Onlar;
Hem masum
Hem günahkâr










3 Ocak 2014 Cuma



EVREN BOLLUĞU

The end of laughter and soft lies
The end of nights we tried to die













This is the end